Venezuela, ABD’nin Karayip Denizi'nde gerçekleştirdiği askeri tatbikatlar ve operasyonlar karşısında sert bir tepki gösterdi. Ülkenin Dışişleri Bakanlığı, bu eylemlerin bölgedeki barış ve istikrarı tehdit ettiğini belirterek, Washington yönetimini bu tür provokatif adımları bir an önce durdurmaya çağırdı. Venezuela, ABD'nin hareketlerinin yalnızca kendi ulusal güvenliğini değil, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkelerin huzurunu da tehlikeye attığını savunuyor.
Venezuela'nın hükümeti, ABD'nin Karayip Denizi’ndeki askeri varlığını artan bir tehdit olarak görmeye başladı. Bu bağlamda, Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “ABD’nin Karayip Denizi’nde artan askeri aktiviteleri, bölgede gerginliği tırmandırmakta ve savaş çığırtkanlığına yol açmaktadır.” ifadeleri kullanıldı. Caracas yönetimi, yıllardır süregelen iç sorunların yanı sıra dış müdahalelere karşı da savunmacı bir tutum sergilemekte. Özellikle, ABD’nin askeri harekâtlarının ve tatbikatlarının Venezuelalıların güvenliğini doğrudan tehdit ettiğini düşünüyor.
Bu endişeler, ABD’nin Venezuela’ya yönelik geçmişteki politika ve müdahalelerinden kaynaklanıyor. Venezuela, 2018’den beri, Nicolás Maduro’nun iktidarında siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkla mücadele ederken, Washington yönetimi bu durumu kendi çıkarları doğrultusunda değerlendirmek için fırsatlar aradı. Hükümet kaynakları, ABD’nin bölgedeki müttefikleri ile beraber yürüttüğü askeri tatbikatların, Maduro yönetimini daha da zayıflatma amacı güttüğünü ifade etmekte.
Karayip Denizi, Coğrafi olarak önem taşımasının yanı sıra, zengin petrol ve doğal kaynaklarıyla da birçok ülkenin ilgisini çekiyor. Bölgedeki deniz yollarının kontrolü, ticaret ve enerji güvenliği açısından kritik bir rol oynamaktadır. Bu yüzden, ABD’nin burada düzenlediği tatbikatlar, sadece askeri bir gösteriden öte, stratejik güç gösterisi olarak değerlendiriliyor.
Venezuela, 2018 yılında yaptığı seçim sonrası ABD tarafından “meşru” bir hükümet olarak tanınmamıştı. Bu nedenle, otoriter yönetimi devirmek için birçok kez Trump yönetimi tarafından desteklenen muhalefet gruplarının harekete geçirildiği biliniyor. ABD’nin askeri varlığı, bu sürecin bir parçası olarak görülebilir. Ülkedeki ekonomik kriz ve sosyal huzursuzluk, uluslararası düzeydeki dış müdahaleleri tetikleyen unsurların başında geliyor.
Venezuela Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin provokasyonlarına karşı kararlı bir duruş sergileyerek, “Uluslararası hukulara ve egemenliğimize saygı gösterilmediği takdirde, tüm olasılıklar gündeme gelebilecektir.” dedi. Bu durum, iki ülke arasındaki gerilimin ne kadar yüksek olduğunu gözler önüne seriyor. Uzmanlar, Karayip Denizi’nde yaşanan bu tür gerginliklerin, bölgedeki istikrar ve siyasi dengeyi derinden etkileyebileceğini vurguluyor.
Sonuç olarak, Venezuela’nın ABD’ye karşı gösterdiği tepki, yalnızca kendi güvenliğini koruma amacı taşımakla kalmıyor, aynı zamanda bölge ülkeleri için bir dayanışma çağrısı niteliğinde. Karayip Denizi'nin stratejik önemi, jeopolitik çalkantıları artıracak unsurlar içermekte. Venezuela’nın bu durumu ulusal bir mesele olarak ele alması, diğer Latin Amerika ülkeleriyle olan ilişkilerinde de önemli bir değişim yaratabilir.