Geleneksele olan ilgi ve bağlılık, günümüzde sıklıkla unutulan bir değer haline gelirken, bazı kişiler dedelerinden kalan mirasları gururla yaşatmaya devam ediyor. Bu kişilerden biri, 21 yıldır eşiyle birlikte ailelerine ait gelenekleri sürdürmeye kararlı bir çift. Tarkan ve Elif Yılmaz, kökleri derinlere uzanan bir hikâyenin kahramanları olarak, hem bir mirası yaşatmakta hem de kendilerine ve topluma fayda sağlamaktadırlar. İşte onların 21 yıldır süren özverili yolculukları ve yaşattıkları gelenek üzerine etkileyici bir inceleme.
Tarkan Yılmaz’ın ailesi, yıllarca süren tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağlamış; dedesi Osman Yılmaz, bu alanda yalnızca bir çiftçi olmanın ötesinde, çevresinde tanınan bir figür olmuş. Geçmişteki bu güçlü mirası korumak ve yaşatmak amacıyla, Tarkan 21 yıl önce eşinin desteğiyle kendi çiftliğini kurma kararı aldı. Elif Hanım da hem eşinin hayallerini destekleyerek hem de kendi yeteneklerini sergileyerek bu yolculuğun en önemli parçası haline geldi. Dede Osman’ın öğretilerini unutmamak adına her detayı dikkatle uygulayan çift, geleneksel tarım yöntemlerini modern teknolojilerle harmanlayarak kendi tarzlarını oluşturdu. Bu mirası yaşatma çabaları, yalnızca çiftliklerinde işin nasıl yapıldığını değil, aynı zamanda bölgenin kültürel ve sosyal dokusunu da korumaya çalıştıklarının bir göstergesidir.
Çiftliğin en göz alıcı yönlerinden biri, organik tarım uygulamaları ile üretim yapmalarıdır. Hem kendi aileleri hem de çevre halkı için sağlıklı ve doğal ürünler sunmak, Tarkan ve Elif Hanım’ın en büyük motivasyonlarından biri olmuştur. Ancak bu yolculuk, sadece ürün yetiştirmekle sınırlı kalmamaktadır. Çift, geniş bir kitleye hitap etmekte ve bölgedeki tarım eğitimlerine katılım sağlayarak, kendi deneyimlerini diğer çiftçilerle paylaşmaktadır. Eğitim kursları düzenleyerek, genç nesillere dedelerinin bu kadim sanatı öğretmekte ve tarımın geleceği için umut ışığı olmaktadırlar. Yılda birkaç defa düzenledikleri açık çiftlik günlerinde, ziyaretçilere organik tarım uygulamalarını gösterip, hem bilgi hem de deneyim paylaşımında bulunuyorlar.
Tarkan ve Elif Bey'in çiftliklerinde yalnızca geleneksel tarım uygulamaları değil, aynı zamanda atalık tohumların korunması da temel hedeflerden biridir. Her yıl, çeşitli atalık tohumlarda ürün çeşitliliği sağlamak ve bu tohumları gelecek nesiller için koruma amacı güdüyorlar. Çiftliklerinde sadece tarım değil, aynı zamanda hayvancılık da yapılıyor. Hayvanlarının doğal yöntemlerle beslenmesi konusunda ısrarcı davranan çift, et ve süt ürünlerinin kalitesini doğal bir şekilde arttırmayı amaçlıyor. Hayvan özgürlüğünü her zaman ön planda tutarak, bulunduğu çevreye uyum sağlamaya özen gösteriyor.
Son 21 yılda yapılan bu emekler, sadece bir çiftliğin başarısıyla sınırlı kalmadı, aynı zamanda Tarkan ve Elif çiftinin etrafındaki topluluk üzerinden büyük bir etki yarattı. Destekledikleri üreticiler sayesinde, birçok çiftçi de doğal tarıma geçiş yaptı. Bu dönüşüm, bölgedeki tarım anlayışını değiştirmiş ve genç çiftçilerin de dikkatini çekerek, yerel kalkınmayı hızlandırmıştır. Elif Hanım, “Amacımız sadece kendi çiftliğimizi büyütmek değil, aynı zamanda çevremizdeki insanları da bu sürükleyici yolculuğa dahil etmek,” diyor ve bu felsefenin öncüsü olmaktan duyduğu gururu dile getiriyor.
Süreklilik arz eden bu mirasla ilgili olarak Tarkan ve Elif çiftinin, hayallerindeki çiftlik vizyonunu gerçekleştirmeleri pek de kolay olmadı. Ancak her ne zorlukla karşılaşsalar da birbirlerine olan destekleri ve sevgileri sayesinde varlıklarını sürdürebildiler. Çift, yakın zamanda çiftliklerini daha da büyütmeyi ve modern danışmanlık hizmetleri ile bu geleneksel uygulamaları daha fazla insana ulaştırmayı planlıyor. Gelecek nesillere bırakılacak en güzel mirasın bilgi ve deneyim aktarmak olduğunun bilincindeler. Gelecek hayalleri, bu mirasla birlikte büyümek ve daha fazlasını yapabilmek üzerine kurulu.
Sonuç olarak, Tarkan ve Elif Yılmaz çifti, dedelerinden kalan mirası yaşatmak için verdikleri mücadele ile yalnızca kendi yaşamlarını zenginleştirmekle kalmayıp, aynı zamanda çevrelerindeki topluma da fayda sağlayarak harika bir örnek sergilemektedirler. 21 yıldır devam eden bu gönüllü mücadele, hem aile değerlerinin yaşatılmasına hem de yerel kültürün ve geleneğin korunmasına yönelik büyük bir katkı sunmuştur. Her ne kadar modern teknoloji tarıma yeni bir boyut kazandırmış olsa da, bu çiftin yaptığı işin her zaman bir ruhu olmuştur ve bu ruha sahip olmak da, onları gerçek birer miras koruyucu haline getirmiştir.