55 yıl önce, bir abla tarafından hediye edilen basit bir fotoğraf makinesi, tüm hayatı değiştirecek bir tutkunun başlangıcını simgeliyordu. Bu makine, genç yaşında birer hayal peşinde koşan insanlara sunduğu fırsatları sayesinde, sadece bir hobi olmaktan çıkıp yaşam boyu sürecek bir tutkuya dönüşüyordu. Hemen hemen herkesin müzikle, sporla veya başka bir sanatsal faaliyetle ilgisi olduğu günümüzde, fotoğrafçılığın da evrensel bir çekim gücüne sahip olduğunu söyleyebiliriz. Kimi zaman anları dondurmak, kimi zaman ise anıları canlandırmak… İşte, 55 yıllık bu yolculuk da tam olarak bunun üzerine kuruldu!

Ablanın Hediye Ettiği Makinenin Önemi

Bu tutku hikayesinin kökleri, 1968 yılında, genç bir çocuğun eline geçen o hediye fotoğraf makinesiyle atanmıştır. Çocuk, o zamanlar sıradan bir oyuncak sandığı bu makinenin, ilerleyen yıllarda nasıl bir yolculuğa çıkaracağını bilemezdi. O gün, ablası tarafından kendisine hediye edilen makine, onun hem hayal gücünü ateşlemiş hem de keşfetme arzusunu tetiklemişti. Günlük hayatta kaydedilen sıradan anların bile, sanat eserine dönüşebileceğini o yaşlarda öğrenmişti. İşte bu hediye, bir nevi kapı aralayan anahtar oldu; genç fotoğrafçı, gördüğü manzaraları, anlık duyguları, sevdiklerinin gülüşlerini yakalamaya başladı.

Yıllar İçinde Gelişen Bir Tutku

Zamanla, fotoğrafçılık ona sadece bir hobi olmaktan öte, hayatının bir parçası haline geldi. İlk başta kendi çevresinde gerçekleştirdiği çekimlere bağlı kaldı, ancak tutkusu hızla büyüdü. Fotoğrafçılığa olan sevgisi, bu işi daha profesyonel bir şekilde sürdürmeye itmekle kalmadı, aynı zamanda onu çeşitli şehirlerdeki ve farklı ülkelerdeki etkinliklerde katılımcı olmaya yönlendirdi. Uzun yolculukları, yeni kültürlerle tanışma fırsatını yakalarken, objektifinin ardında yakaladığı anılar, onu daha da besledi. Hemen her seyahatinde yanına aldığı fotoğraf makinesi, yeni keşiflerin ve farklı deneyimlerin habercisi oldu.

55 yıllık yolculuğunda, birçok farklı teknik ve stil denemesi yaptı. Belgesel fotoğrafçılığından sokak fotoğrafçılığına, doğa manzaralarından portrelere kadar geniş bir yelpazede eserler üretti. Her bir fotoğraf, adeta bir hikaye anlatıyor, bir anı canlandırıyordu. Duyguların, anların ve hayatın renklerini en iyi şekilde aktarabilmek için farklı yöntemler denedi; ışık ve gölge oyunları ile kompozisyonlarına derinlik kattı. Ve böylece, yıllar içerisinde fotoğraflarıyla bir çok sergi açtı, yerel ve uluslararası yarışmalarda başarılar elde etti.

Tutkusunun kaynağı yalnızca sanat değil; aynı zamanda insanlarla kurduğu bağdır. Çektiği fotoğraflar aracılığıyla insanların duygularını, hayallerini, mücadelelerini ve sevinçlerini yansıtmaya çalıştı. Her bir karede, insan ruhunun derinliklerine inerek, sıradan profillerin üzerine eğildi. Adeta bir gözlemci olarak yaşadığı dünyayı belgeledi. Ayrıca, öğrendiklerini paylaştığı atölyeler ve seminerler düzenleyerek, başkalarının da bu tutkuya kapılmasına yardımcı oldu. Bu sayede, fotoğrafçılığı bir meslek olarak benimseyen pek çok genç yetiştirdi ve kendi hikayelerini yazmalarına yardımcı oldu.

Bütün bu yıllaların ardından, o başlangıçta hediye edilen fotoğraf makinesi sadece bir araç olmaktan çıkıp, onun yaşam felsefesinin bir parçası haline geldi. O günden bugüne yaptığı çekimlerden elde ettiği paha biçilemez anılar, ona hayattaki gerçek değerlerin peşinden koşmayı öğretti. Her bir fotoğraf, belleklerimizde iz bırakırken, hayatın nasıl değerli olduğunu da birer örneklerle göstermektedir. Şimdi, adeta bir yaşam kılavuzu haline gelen bu tutku, onun hayatında bir yolculukla sınırlı kalmadı; aynı zamanda yüzlerce başka insanın da yaşamına dokunma fırsatı buldu.

Sonuç olarak, o gün ablasının hediye ettiği fotoğraf makinesi, sadece bir nesne olmanın ötesine geçerek, yıllar sürecek bir tutkunun başlangıcını simgeliyor. Gördüğü, hissettiği ve belgelediği hayat, onun için sadece bir tutku değil, aynı zamanda bir yolculuk hâline geldi. Her gün yeni bir şeyler öğrenmek, yeni anılar biriktirmek ve daha fazla insana ulaşmak için bu tutku ile yol alıyor. Çektiği fotoğraflar, onun 55 yıllık hikayesinin birer parçası olarak, yaşamının her döneminde birer hatıra olarak kalmaya devam ediyor.