Türkiye, 5 yaşındaki Melike’nin acı dolu hikayesiyle sarsıldı. Küçük kız, 2022 yılının Eylül ayında, baba ve üvey annesi tarafından işkenceye maruz kalıp yaşamını yitirmişti. Olayın ardından iki şüpheli, uzun bir süre kamuoyunun gündeminde yer almış ve adaletin peşinde koşan birçok kişi, Melike için adalet aramıştı. 2023 yılının ilk günlerinde başladığı süreç, nihayetinde yargıya taşındı. Baba ve üvey annenin ilk kez hakim karşısına çıkması, hem aile hem de toplum açısından büyük bir önem taşıyor.
Melike’nin durumu, birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. Aile dinamikleri, şiddet ve istismar meselesi, toplumda geniş yankı buldu. Melike’nin baba ve üvey annesi, daha önce sosyal hizmetler tarafından takibe alınmış mıydı? Çocuk istismarı vakaları üzerine daha fazla eğitim ve farkındalık çalışmaları yapılmasına ihtiyaç var mıydı? Adalet arayışı sadece Melike için değil, tüm çocuklar için geçerli bir kavram. Mahkeme duruşmasında, tanıkların ifadeleri ve savcıların hazırladığı dosya, Melike’nin yaşadığı zorbalığı gözler önüne serecek. Adaletin yerini bulması için hepimizin üzerine düşen sorumluluklar bulunmakta.
Adaletin sağlanması, toplumun sağlığı açısından kritik bir öneme sahip. Melike’nin davası, yalnızca bir aile dramı değil, aynı zamanda çocuk koruma sisteminin ne kadar güçlü olduğunu da sorgulatıyor. Çocukların güvenliği, aile içindeki huzurlu yaşam, ülkemiz için büyük bir öncelik olmalı. Bu tip vakalar sonucu toplumsal tepki, bireylerin ve ailelerin bir araya gelerek gösterdiği dayanışmayı parlatmalı. Melike’nin ölümü üzerinden yaşanan bu olay, insanların bir araya gelmesi için bir fırsat oluşturmalı. Çocuk istismarının önlenmesi ve faillerin cezalandırılması için toplumsal bir seferberlik başlamalıdır.
Melike için adalet arayışı sürerken, toplumda yapılan kampanyalar, gündemin sıcak konularından biri haline geliyor. Melike’nin davası, sosyal medya üzerinden de geniş bir destek buldu. Bazı insanlar, “Adalet istiyoruz!” şeklinde hashtag’ler oluşturarak bu konuda farkındalık yaratmaya çalışıyor. Aile içindeki şiddet ve istismar konuları, bir daha kimsenin yaşamına mal olmamalı. Bu tür olaylarla mücadele edebilmek için yasal düzenlemelerin ve eğitim programlarının artırılması gerekiyor. Çocuklar, toplumu şekillendiren birer bireydir. Onların yaşam hakkı, toplumun geleceği açısından çok önemlidir.
Melike ve onun gibi yaşamakta olan diğer çocuklar için bir fark yaratmak, hepimizin sorumluluğunda. Bu nedenle, Melike’nin davası, yalnızca bir dava değil, aynı zamanda çocuk hakları ve istismara karşı duruşumuzun sembolü olmalıdır. Yargı sürecinin, küçük Melike’nin anısına saygı duruşu niteliğinde olması dileğiyle, tüm çocukların sevgi ve güvende büyüdüğü bir dünya için mücadele etmeliyiz.